ALEVİ KİMDİR? KİM ALEVİDİR?

Alevi insandır. Alevi yüreğinde güvercin saklayan kartaldır.
Alevi Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’dir.
Alevi Hacı Bektaş Veli’dir, Yunus Emre’dir, Pir Sultan’dır.
Alevi Hasan Sabbah’dır, Şah İsmail’dir.
Alevi Maraş’ta katledilen, Sivas’ta yakılandır. Alevi Mahsuni’dir.
Bunlar alevidir, Aleviler bunlardır.
Alevi Kızılbaş’tır, Bektaşi’dir. Kızılbaş ile Bektaşi Alevidir.
Alevi bir öncüdür, her biri bir lider, her biri bir askerdir kendi içinde…
Alevi haksızlığın karşısında, mazlumun yanındadır. Sömürülenin yanında, sömürenin
karşısındadır. Alevi emeğin ve Emekçinin yanındadır.

Alevi dört kapı kırk makamın öğrencisidir. Kamil insan olmak için sürekli öğrenir, öğrendiğini yaşar ve yaşatır. Alevi; alevi gibi yaşayandır.

Alevi bilimi önemser, önderi bilimdir. Bu nedenle değişkendir, zamanda sonsuzluktur.
Alevinin yönü insana dönüktür. Birbirine dönük insanlar alevidir. Aleviler parça gibi
görünse de bir bütünün parçasıdır ve hepsi birdir, biri hepsidir.

Alevi nazik ve alçak gönüllüdür. Çoğu kez ağır başlıdır. Bir yanağına vurulduğunda
diğerini dönecek kadar mütevazıdır. Bir pire için bir yorganı yakacak kadar da ilkelerine bağlı, bağımsızlığına düşkündür.

Toplumda Alevileri tanıyan ve bilenler yanında, ne yazık ki tanımayan ve hiç bilmeyenler de vardır. Bu nedenle onları bilen dostları olduğu gibi, tanımayanlar onların şartlanmış düşmanıdır. Düşmanları kronik düşmandır, taaa o günden bu güne…
Toplum bir küme ise, bu kümeyi öncelikle iki alt kümeye ayırır düşmanları. Aleviler ve
diğerleri olarak. Aleviler her ortamda yalnızca alevidir onlar için, başka bir şey değildir.

Ne Türk’tür, ne Kürt, ne de bir başkası… Onlar böyle gruplandırır, ayırır, fişler ve işaretlerler.

Aleviler bulunduğu toplumda ortak paydada bir arada olmak istese dahi birileri onları
ayırır toplumdan alevi diye… Onlar ne yazık ki alevidir, bütün iyi vasıfları ve
insanlıklarına rağmen… Onlara göre…

Alevi öncelikle alevidir, alevi olmalıdır. Bize göre … Daha sonra kendi aralarında,
kendileri kendilerini tanımlamalıdır. Kürt, Türk, …. sosyal demokrat, ilerici, devrimci,
sosyalist veya komünist… şu partili veya bu partili diye… ve hatta Karslı, Sivaslı,
Maraşlı, Tuncelili, Çorumlu, Erzincanlı vb. diye… Aleviliğin doğasında inancında ve de
felsefesinde birliktelik vardır. Onun içindir ki “Birimiz kırk, kırkımız birdir bizim” derler. Demeleri gerekir.

Alevilerin dostları dışındakiler onları öncelikle alevi olarak kümelerler karşılarında, öyle fişlerler, öyle işaretlerler etnik kökenine bakmadan, memleketine bakmadan birini diğerinden ayırmadan… Bu asla unutulmamalıdır.

Alevilik bir inançtır, bir felsefedir, bir yaşam biçimidir. Alevi ancak yaşanarak olunur. Alevilik teori değil yaşamdır. Alevi inanç ve felsefesini yaşayanlar ancak alevi olabilirler.

Aleviler yaşamlarında, yaşanmış olmakla doğal olarak oluşan ve oluşacak olan safralarını da yine kendileri atarlar. Diğeri laf ü güzaf dır.

Aleviler tarih boyunca hiç kimsenin uşağı veya bir kurumun arka bahçesi olmamıştır.
Olmaları da mümkün değildir. Aksi bir durumda ise onlar zaten alevi değildir.
Bazıları için alevi ikincil insan olmalıdır. Böylesi onlar için çok hoştur. “Ekmede bir,
biçmede bir yemeğe gelince, Osman Ağa” derler. Alevinin emeğinin karşılığını bir türlü vermezler. Oluşturdukları ortak değeri bölüşmek istemezler. Çünkü alevi ikincildir ve sürekli marabadır, maraba kalmalıdır onlara göre… Terfi edemez, ettirilmezler bir türlü.

Ama alevi bilir ki; ya da bilmelidir ki hak verilmez alınır.
Yine bilinmelidir ki; aleviler asırlardır kendi aralarındaki sorunları kendileri çözmüştür, bundan sonra da kendileri çözmelidir, çözecektir. Bir olmak, iri olmak ve diri olmak adına; birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için… Dostlarla omuz omuza.