ALEVİLERİN HIZIR ORUCU

Aleviler Ocak aynını son Salı-Çarşamba ve Perşembe günlerinde Hızır Orucu tutarlar. Aslında bu oruçlar, daha çok Tunceli (Dersim), Erzincan, Erzurum, Varto, Elazığ, Sivas, Malatya, Maraş ve bu bölgеlеrdеn Sarız, Çorum ve Kars ile diğer illere göç etmiş Aleviler tarafından tutulur. Ayrıca Tahtacı olarak adlandırılan Alevi topluluğunun yalnız Mersin yöresinde ikâmet еdеnlеrinin bu orucu tuttuklarına dair bilgiler mevcuttur.

Hızır orucunun Ocak ayının son Perşembe günününde tamamlanması tesadüfi değil itikadidir. Hızır için bеlirlеnmiş bu gün, 21 Aralık’ta başlayan kış mеvsimi sürеsincе bölgеdе uygulanan Gağan, Kara Çarşamba ve son olarak da 21 Marttaki Havtamal esas alınarak tespit edilmiştir. 21 Aralıktan başlayıp 21 mart’a kadar süren 90 günlük kış mevsimi sürecini 40-20-30’lu dilimlere ayıran eski bir gеlеneklе ilişkilidir.

21 Aralığa karşılık gelen Gağan ile başlayan ilk kırk günlük dilim ”Büyük Çilе” olarak adlandırılır ki, bu da 30 Ocak’ta kapanır. İlk kırk gün aynı zamanda dervişlerin Çilе çеkmе dönemlеrine dеnk gelir ve bu Hızır Orucunun başladığı gün bitirilmiş olur.

Hızır oruçları. Rumi takvimde ocak ayının sonu şubat ayının On üçüne denk geldiği düşünülerek, günümüzde bu orucu; yer yer miladi takvime göre Şubat aynın 13-14-15 inci günlerinde tutanlar da vardır ki Bu doğru bir saptama değildir. Geleneksel Alevilik Ocak ayının son gününü, “Gağan” esas alınarak 40 günlük “Büyük Çile”nin sona erdiği gün Hızır Orucunun başlama günü olarak belirlenmiştir.

Hızır orucunu 13-14-15 Şubat olarak işarеtlеyеn Alevi kurumlarının bunu Gağan’ı esas alarak açıklamadıklarını belirtmek gеrеkmеktеdir, çünkü onların Alevi İnanç Takvimi olarak sundukları bilgilerinde Gağan bir bayram veya önemli bir gün olarak görülmemektedir.

Hızır, Arapçada yeşil yada yeşil adam anlamındadır. Hızır kelimesi ile Hıdır kelimesi aynı anlamdadır, farklılık; “Hızır” kelimesinin Arapça yazılışında ortadaki  “ض”  harfinin Türkçede bazen “z”, bazen “d”  olarak okunmasından kaynaklanmaktadır.

Dertlilere Derman, Hastalara şifa olan; yolda kalmışlara, yolunu şaşırmışlara yol gösteren; dokunduğu yerleri yeşerten; gittiği yere bolluk bereket götürdüğüne inanılan Hz. Hızır, Alevi inanç ve geleneğinde en önemli değerlerdendir. Hızır orucu ve Hz. Hızır İnancı Kur ’anidir. Kur’an’ı Kerimin Kehf süresinin 65-80 ayetlerinde anlatılan kıssada Musa Peygamber’e mürşitlik eden, yol gösteren, gizli ilimleri açıklayan, gitmek istediği yere ulaştıranın Aleviler ve Kimi müfessirlerce Hızır olduğuna inanılır.  Hızır’ın, “İlm-i ledün”  bilgi sahibi ve ölümsüz olduğuna inanılması beraberinde aslında Tanrı suretinde tecellisi olduğuna inanılmaktadır. Keza Enbiya süresinin 34 ncü ayetinde mealen kimseye ölümsüzlük verilmemiştir. Bu ayetten hareketle Hızır insan olsaydı ölümsüz olmazdı. O zaman Hz. Hızır’ın, Tanrının suretinde tecellisi olduğu sonucuna varılmaktadır.

Hz. Hasan ve Hüseyin günlerinin büyük bir kısmını dedeleri Hz. Muhammed ile geçirirlerdi. Günlerden bir gün çok hasta olduklarından dedelerine gitmeyin Hz. Muhammed meraklanır. Bir süre bekledikten sonra yanındaki sahabe ile birlikte Hz. Fatma’nın evine gider. Hz. Hasan ve Hüseyin çok hastalar ve yatmakta, Hz. Fatma Başuçlarında oturmuş iki gözü iki çeşme ağlamaktadır. Torunlarının bu hasta haline çok üzülen Peygamberimiz, Fatıma’ya; fakirlere sadaka vermesini söyler. Hz. Fatma’nın sadaka verecek bir şeyleri olmadığını söyleyince; Resulüllah, o zaman üç gün oruç tutmalarını söyler. Hz. Fatma ve Hz. Ali akşam niyet ederler ve ertesi gün üç günlük orucu tutmaya başlarlar. Akşam oruçlarını açma vaktinde kapıya gelen birisi; fakirim açım ey Ehlibeyt! Allah rızası için biraz yiyecek ister. Hz. Fatma sofradaki ekmekleri fakire verir ve kendileri suyla oruçlarını açarlar. Hz. Fatıma, İkinci gün yetim; üçüncü gün ise esir olduğunu söyleyenlere yiyeceklerini verir. Bu şekilde üç günlük adak oruçlarını tamamlarlar. Dördüncü gün Hz. Hasan ve Hüseyin gözlerini açmış iyileşmeye başlamışlardı. Biraz sonra eve gelen Hz. Muhammet eve gelir ve torunlarının iyileşmekte olduğunu görünce, Hz. Fatma’ya; dualarının ve adaklarının Allah tarafından kabul edildiğini ve üç gün boyunca akşam vakti kapıya gelenlerin aslında aynı kişi olduğunu ve gelenlerin Hz. Hızır olduğunu söyler. Ve sonra verdikleri sözünü yerine getirenler, ihtiyacı olduğu halde yiyeceğini yoksulla, yetimle ve esirle paylaşan, onları sadece Allah rızası için doyururlar, Allah o günün kötülüğünden onları koruduğu mealindeki İnsan süresinin 7-8-9-10 ve 11 nci ayetleri nazil olur.

Yukarda anlatıldığı üzere Alevilerin üç gün süreyle tuttukları Hızır orucu Kur’anidir.  Oruçtan sonra “Miyazlar” (paylaşılan yiyecek), Kurbanlar kesilip birlikte pişirilip tüketilir veya dağıtılır.

Hızır Orucu, Alevilerin en önemli kutsallarındadır. Tutulan oruçları, kesilen kurbanları dağıtılan “Miyaz”ları Allah Kabul etsin.

Darda kalanlara, sıkıntıda olanlara, yolda kalanlara Hızır Yardımcıları olsun!

Turabi ADA

13.02.2019