Bektaş Veli İbadet anında Tanrı ile gönül arasında perde yoktur der, yani insan, ibadet halindeyken gönlünde Hakk’tan başka hiçbir şey bulundurmamalı.
Eğer bir insan, cem halinde iken, ikiliği ortadan kaldırıp, birliği sağlayabilirse, “vahdet-i vücut” mertebesine erişir ve böylece kendi özüne dönmüş olur. Bu insanın Hakk ile Hakk olması anlamına gelir. Bu mertebe kemal- ya da kamil insan mertebesidir, bu mertebeye erişen bir insan, kemal sahibi sayılır. Böyle bir kimse, ikiliği ortadan kaldırıp, “Hüü” sözünü dile getirse, kendisi Hüü olur ve o kimse, Hüü! Dediği vakit, Hakk o insanın dilinden açığa çıkar.
Bilinmelidir ki, ibadet sadece cem değildir, bir yoksula yardım anı da ibadettir, insanlık için iyi bir iş yapma anı da bir ibadettir, insana hizmet, halka hizmet birer ibadettir. Bu ibadetleri karşılıksız yapmak, ikiliğe düşmemek anlamı taşır ki yukarıda belirttildiği gibi kendi özüne dönmüş olursun.
Çünkü o anda, yani ibadet anında insanın dilinden söylenen söz, Hakk sözüdür ve Hüü kelimesinin sırrı da budur. Kemal sahibi ne zaman Huu dese, kendi varlığını tamamen yok eder ve “ölmeden evvel ölünüz” sözü anlam kazanır, iç dünyasında ve dış dünyasında kendi benliğinden hiçbir şey kalmaz ve kendisini tamamen bir deryanın içinde bulur. Bir damladan ibaret bulunan vücudunu, bu aşk deryasında yok eder ve böylece kendisinden hiçbir eser kalmaz. Huu! Deryası, aslında birlik deryası, aşk deryası ve nur deryasıdır demek yanlış olmayacaktır.
Yüksel MERİÇ
Kerbela olaylarını gün gün anlatan bir kitap varmı? 1. Gün olan olaylar, 2. Gün olaylar gibi. Bilgilendirirseniz çok memmun olurum.
Selamlar.