HAK-MUHAMMED-ALİ YOLU; IRKLARIN DEĞİL, KIRKLARIN, ERLERİN, PİRLERİN, NEBİLERİN, VELİLERİN YOLUDUR!

Yolumuz bilim, irfan ve sevgi üzerine kuruludur. Hacı Bektaşi Veli

Alevilik öğretisi evrenin oluşumunu Tanrı katında yeşil bir kandildeki nûr`dan yani ışıktan başlatır.

Bu nûr Hz. Muhammedle Hz. Alinin nûrudur. Bu nûr Nûr-u Kadimdir. Allah, o nûru kendi nûrundan, yaratmıştır. Bu nûr ilk yaratılan olup iki renkten oluşur.

Bu nûrun yarısı beyaz nûr Muhammede, diğer yarısı yeşil nûrda Aliye aittir. Bütün evren de bu nûrun tezahüründen meydana gelmistir. Bu nûr kendi özünden büyük bir  aşk ile sonsuzluğa yayılarak  ruhlar âlemini ve  madde âlemini meydana getirmiştir. Aleviler, Allah-Muhammed-Aliyi tek bir nûr olarak görürler ve öyle inanırlar.

Aleviler; Bütün Ruhların Elest meydanında Kalu Bela diyerek verdikleri ilk ikrarda, Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammedin Peygamberliğine, Hz. Alinin veliliğine, Tevella ve Teberraya, Ehl-i Beyt ve Kuran emanetlerine sahip çıkacaklarına dair ikrar verirler. Musahiblik kavlinde, nikah akdinde, kirvelik erkanında ikrar alır ikrar verirler.

İkrar veren ikrarından dönemez. “Öl ikrar verme, öl ikrarından dönme”, bunun en açık uyarısıdır.

Buyruklarda ikrarından dönenler lanetlenmiş, mertud ve Allah’ın rahmetinden uzak olanlar diye nitelendirilmişlerdir.

Gözüm tok, karnım tok, dünya malına,

Onlara aldanıp, kanmam ya Ali.

Hak hidayet etti, girdim yoluna,

İkrar bozup, geri, dönmem ya Ali.

Alevi Kavramı:

Alevi kelimesi her ne kadar Ali Evinden olanlar olarak kullanılmış olsa bile  kısaca Ali taraftarları olarak kabul edilir. Hz. Ali, Hz. Muhammedten sonra İslam ışığını, nûrunu taşıyan ve Kuran-ı Nâtık (dilli Kuran) olarak bilinen yegane kişidir. Ondan dolayıdır ki İslam dininde Şâh-ı Velayet (Evliyalar Şâh-ı) olarak bilinir. Bu açıdan bakacak olursak, Hz. Ali, nûrun – ışığın taşıyıcısı ve Esrâr-ı Hakîkatın (Gerçeğin  Sırr-ı) sahibidir. Alevilerde işte bu yüzden Hz. Aliyi takip ederler. Aleviler Hz. Aliyi, Hz. Muhammedin emrinden dolayı severler ve onun izinden giderler. Çünkü Hz. Muhammed kendisinden sonra Hz. Ali`nin takip edilmesini vasiyet etmiştir.

Alevi : Hakk (Allah) Muhammed-Ali kutsallığına inanan, Ehl-i Beyt’i ve 12 İmam’ı kutsayan, Matem (Muharrem) ve Hızır oruçlarını tutan, bir Dede, Pir ya da Şeyh grubundan olan, yada bu gruba talip olarak bağlı olan, temel ibadet formu Cem olan, yıllık görgü ve sorgudan geçen, Musahibi olan kişidir.

Alevilik Tanımı:(Hakk-Muhammed-Ali yolu: Hakkı–Kendini Bilme Yolu)

Temelini Kurannın Birlik Bilgisinden alan, Allah-Muhammed-Ali sevgisini en yüce inanç değeri olarak kalplerinde taşıyan, Ehlibeyt ve 12 İmamlara büyük bir sadakatla bağlı, dinin Tasavvufi yorumunu öne çıkaran,  inanç öğretisini Dört Kapı – Kırk Makam ilkeleri üzerine kurarak, yaşamının her anında olgun ve yetkin insan olabilmek için “Eline-Beline-Diline sahip ol“ düsturunu yaşam felsefesi haline getiren, kaynağını Hz. Muhammedin Mirâçı ve Kırklar Meclisinden alarak 12 Hizmeti Mürşîdler ve Rehberler önderliğinde bütün Canlarla beraber sazlar ve nefesler eşliğinde Cem Erkân-ı ve Yololarak yürüten, amacı Allah`ın Ehl-î Kâmil İnsan yaratma projesi olan İslâm dininin Bâtin-i ( Ruhsal ) yorumu ve Özüdür.

Her kim kendini bildi yüce Allahı daı bildi (Hz. Muhammed)

İlim, ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir

Sen kendin bilmez isen/Ya nice okumaktır (Yunus Emre)

Alevi anlayışına göre İslam; Allahın bütün yaratılışa (sonsuzluğa) uyguladığı tek ve değişmez yasasıdır.

İslam Allah`a teslim olmak demektir.

İslam barış ve hoş görü demektir.

İslam günahlardan arınmış ömür demektir.

İslam nefsinden arınmış insanı Kâmil olmanın yolu demektir.

Nihayetinde İslam kendi nefsini bilmiş ve yenmiş gerçek İnsan olabilmek demektir.

Aleviliğin ritüel ve ibadetleri, Dedenin gözetiminde ve yönetiminde yapılan erkani ibadetlerdir.

Aleviliğin temel kurumu Dede-Seyit Ocaklarıdır.

Sözlerimizi ilim şehrinin kapısı, ’’Kur’an-u natık’’, mücessem ve müşahhas Kur’an, Şah–ı Merdan Hazreti İmam Ali için söylenen Kaygusuz Abdal, Virani Baba ve Seyyid Nesimi’ye ait üç nefesle örnekleyelim…

“Ali’ye ismullah derler,

Yüzüne secde ederler,

Taş yerine koyarlar,

Koyamazsın demedim mi ?

Bu kaygusuz ezeliden,

Himmet almış ol veliden,

Oku ilmini Ali’den,

Doyamazsın demedim mi ? “

Kaygusuz Abdal

“Ali incil, Ali Tevrat,

Ali, zebur, Ali Kur’an,

Ali Fazl’ur-rahman,

Ali’dir sümme vech’ul-lah !”

Virani Baba

“Ey benim Şahım, sığınağım,

Fazlı Rahmanım Ali !

Selam ey Şah-ı Merdan Ali !

Selam ey Fazl-ı Yezdan Ali ! “

Seyyid Nesimi

Ali adı bizler için; gerçeğin, hakikatin, yüceliğin, erdemlerin, mertliğin, doğruluğun, dürüstlüğün, aşkınlığın, samimiyetin, arınmışlığın, mutlaklığın… ve daha yığınla varlığa anlam katan, var oluşa cevap vermesi gereken işaret ve manaların adıdır.

Hz. Ali, herhangi sıradan bir tarihsel şahsiyet, yiğit bir komutan, siyaset adamı, filozof değildir.

Ali demek, “Hakkın nurunun insan sıfatında yer yüzüne yansımasıdır”.

Ali demek yücelik demektir. Kim ki yüceliği hedefliyor ve istiyorsa yolu mutlak olarak Ali’ye uğrar.

Mürşid ocakları birbiriyle sadece Seyyid olması nedeni ile akrabadır; ama birbirine müdahale edemez, karışamazlar.

Mürşid ocaklarının çok sayıda Pir (Dede) ocakları vardır.

Türkiye’de ki Mürşid Ocakları;

1- Avuçan/Ağucan Mürşid Ocağı: En kalabalık ocaktır.Talipleri Kırmancki/Zazaca, Kırdaski/Kürtçe ve Türkçe konuşurlar.

2- Baba Mansur Mürşid Ocağı: Talipleri, Türkçe, Kırmancki/Zazaca, Kırdaski/Kürtçe konuşurlar.

3- Hacı Bektaş Mürşid Ocağı: Talipleri Türkmen ve Abdal (Romen, Çingene).

4- Dede Garkın Mürşid Ocağı: Talipleri tamamı Türkmendir.

Irak’ta Sultan Sohak tek Mürşid Ocağıdır, 11-12 milyon talibi vardır. Sultan Sohak Mürşid Ocağının çok sayıda Pir Ocağı vardır.

Sultan Sohak Mürşid Ocağı: Talipleri İrandadır, Goranice konuşurlar. (10-11 milyon talibi vardır)

Aryan Mürşid Ocağı (İranda)

Suriyede Lübnanda 2 Mürşid Ocağı vardır. (Arapça konuşan Aleviler) Haydari ve Klezei Ocaklarıdır. Talipleri 4-5 Milyon civarındadır.

Yukardaki Ocaklar Mürşid Ocaklarıdır. Diğerlerinin tamamı Pir yani Dede ocaklarıdır.

Yukardaki Mürşit Ocağından ve Mürşit Ocaklarına bağlı onlarca Pir Ocaklarının hangisi İslam dışı…

Hangisi Hz. Muhammed’i ve Kuran’ı red ediyor…

İbadetimiz CEM’de, 7 Ulu Ozanların(Hakk Aşıklarının), nefeslerinde, Dualarla, Deyişlerle, Duaz-ı İmam ve Semahlarda, Hakk-Muhammed-Ali’yi, 12 İmamları, Telli Kuran (Bağlama) eşliğinde anmıyormuyuz.

Bu yukardaki tanımlama 2009 yılı Mayıs ayında, Avustur’ya Alevi İslam İnanç Toplumunun (ALEVİ) Viyana’da toplanan 1. İnanç Önderleri Kurultayına katılan Avrupa’lı İnanç Önderlerimiz, Dede ve Analar tarafından yapıldı.

Bu tanım Türkiye, Avrupa ve Balkanlardaki Bektaşi Babalarına, Alevi Yol Önderlerine gönderildi, onların görüşleri alındı.

Avrupa Alevi Akademisi onursal Başkanı Mürşid Mustafa Düzgün Dede’ye son düzeltmeler için gönderildi. Bu son şekli yeniden Avusturya Alevi İnanç Önderleri tarafından görüşüldü ve karara bağlanarak kamu oyuna duyruldu. Yani bu tanım Alevi Yol önderleri tarafından yapıldı.

Aradan gecen 10 yıla yakın zamandır yaşıyan, Dede, Seyit, Çelebi, Dede Baba, Alevi-Bektaşi Yol önderleri tarafından şimdiye kadar hiç bir eleştiri ve itirazda bulunulmamıştır.

Bu da gösteriyorki bu Alevi tanımlanması tüm Alevileri kucaklayan, hem fikir oldukları kapsayıcı bir tanımlama.

http://www.aleviten.at/tr/

Bizler, Güruh-u Naci ile olan bağlılığımızdan;

Ehlibeyt’imizle, Hakk Muhammed Ali’mizle olan birliğimizden; ocaklarımızla, Pir, Mürşit, Rehber, Zakirler ve Taliplerle olan varlığımızdan onur duyuyoruz ve bu birliğimiz bizim şerefimiz ve namusumuzdur.

Bizi hiçbir güç, hiçbir kuvvet, hiçbir entrika bu yoldan; Hakk-Muhammed-Ali yolundan ayıramaz, ayıramadılar, ayıramayacaklar.

Aleviler’in “yedi Uluları” Hak Aşıkları olarak kabul edilen; Fuzuli, Nesimi, Şah Hatayi, Yemini, Virani, Kul Himmet, Pir Sultan Abdal yazdıkları eserlerinde, nefeslerinde sürekli bu argümanlar sıkça kullanılır ve yüzlerce nefesi Hz. Ali ile ilgilidir.

Alevi tarihinin serçeşmesi olan bu Hakk Aşıkları, Hz. Ali’yi tanımıyorlar mıydı?

Alevi halkı ve Aleviliği öğrenmek isteyen insanlar; Aleviliği bu kaynaklardan değil de, yeni yetme, ne idüğü belli olmayan, istihbarat örgütlerinin piyonu, taşaronu, köçeklerinden mi öğrenecekler?

Aleviler ibadetlerinde; Allah’ın adını, Hz. Muhammed’in adını, Kur’ân’ı Kerim’i ve Hz. Ali’yi ve diğer Alevi Ulularının adlarını anarak CEM olurlar…

Örneğin bu divanlara baktığımızda; Allah-Muhammed-Ali, Kur’ân, 12 İmam adları sıklıkla geçiyor.

Peki bu kavramlar hangi dine ait kavramlardır.

İslam dini dışında; Hz. Muhammed, Hz. Ali, Kur’ân, 12 İmamlar, Kerbela vs. kavramları var mıdır?

Herhalde Aleviliğin ne olduğunu Pir Sultan Abdal’dan daha iyi ifade edemeyiz.

Bakın Pir Sultan Abdal bir nefesinde;

“Muhammed dinidir bizim dinimiz,

Tarikat altında geçer yolumuz,

Cibril-i emindir hem rehberimiz,

Biz müminiz mürşidimiz Ali’dir,” diyor.

Görüldüğü gibi Pir Sultan Abdal; “Muhammed dinidir bizim dinimiz” diyor.

Hz. Muhammed’in dininin adı İslamiyet değil mi?

Hz. Muhammed’in, Hz. Ali’nin başka dini var mı?

Pir Sultan Abdal ne dediğini bilmiyor mu?

Benzer nefesler tüm Alevi-Bektaşi edebiyatında binlerce adet bulunuyor.

SİZİ GİDİ ARLANMAZ, UTANMAZ, HAİN HARİCİLER…

Aşk ile…

05.04.2019

ELİ-OLİ-Ali Bulut

Paylaşalım