Seyyid Nizamoğlu Kimdir

Yaşamı ve kişiliği hakkında doyurucu bilgi bulunmamakla beraber, yaşadığı çağın tanınmış ve büyük saygı görmüş ozanlarından biri olan Seyyid Seyfullah Kasım Efendi (Nizam Oğlu) XVI. yüzyılın başında İstanbul’da doğmuştur.

Babası, İmam Zeynel Abidin soyundan gelmektedir ve büyük şeyhlerden Seyyid Nizamüddin hazretleridir. İstanbul’da Silivrikapısı dışında bulunan ve kendi adıyla anılan camiin içinde gömülüdür. Şiirlerinde Seyyid Seyfullah, Seyyid Seyfi, Seyyid Nizamoğlu, Seyfi adlarını kullanmıştır.

Seyyid Seyfullah zamanında Osmanlı Devleti’nin her yönden düzeni bozulmaya başlar. Bitmek bilmeyen savaşlar yüzünden ekonomik durumun bozulduğu, rüşvet karşılığı memuriyetlerin satılmaya başlandığı, fazla vergiler yüzünden insanların köylerini bıraktığı, bunun kötü sonuçlar doğurduğu bir dönemdir bu dönem.

Nizam Oğlu iyi bir eğitim ve öğrenim görmüş, çağının gereği olan şeriat ve tarikat ilimlerini öğrenmiş, aydın bir zümre içinde yaşamış ve yazdığı şiirlerinde bütün mutasavvıflar gibi o da; nefsini bilmeyenlere, dünya malına tapanlara, riyakarlara, sofulara çatan ifadeleriyle, bir çok tekke şairlerini geride bırakmıştır. İlahi’leri bestelenerek tekkelerde, ayin-i cem’lerde sonraki yüzyıllarda okunmuştur.

Şiirlerinde Nizam Oğlu mahlasını kullanan şair, Halveti Tarikatı’nın Sinaniyye Şubesini kuran ünlü mutasavvıf İbrahim Ümmi Sinan hazretlerinin baş halifesi’dir. Alim bir zat olan Ümmi Sinan (öl. 1551), gördüğü bir rüya üzerine Ümmi lakabını almıştır. Aslen Bursa’lı olduğu rivayet edilir. İstanbul’da Eyyüb Sultan  Camii yöresinde Oluklu Bayır denilen yerde, halifelerinden Nasuh Efendi tarafından yaptırılan Dergah’ında gömülüdür.

Kaynak: Seyyid Nizamoğlu Hayatı-Eserleri -Divanı
Mehmet Yaman
Can Yayınları Adil Atalay  

 

Bu aşk bir bahr-i ummandır 
Buna hadd ü kenar olmaz
Delilim sırr-ı Kur’andır 
Bunu bilene de ar olmaz

Süre geldik ezeliden
Pirim Muhammed Ali’den
Şerab-ı la-yezaliden
İçenlerde humar olmaz

Eğer aşık isen yare
Sakın aldanma ağyare
Düş İbrahim gibi nare
Bu gülşende yanar olmaz

Kıyamazsan başa ü cana
Uzak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar
Kesilir hiç sorar olmaz

Hakk ile hak olanlara
Kendi özün bilenlere
Dost yolunda ölenlere
Kan bahası dinar olmaz.

Bak şu Mansur’un işine
Halkı üşürmüş başına
Enel Hakk’ın firaşına
Düşenlere timar olmaz

Seyfullah sözünde mesttir
Şeyhinden aldığı desttir
Divane-ra kalem nist’dir
Ne söylese kanar olmaz.